2 Eylül 2020 Çarşamba
EYLÜL
Bazı insanlara veda edemezsiniz. Çok sevdiğiniz birinin ölümü, varlığına alıştığınız insanlar gibi. Boşluk hissi oluşur. Ne yapacağınızı bilemezsiniz. Doldurmak istersiniz. Acı çekersiniz, acıya alışırsınız. Hissizleşirsiniz. Tepki vermemeye başlar, hayatınıza giren insanlara her an gidebilir gözüyle bakmaya başlarsınız. Bu arada iyileşirsiniz. Yaralarınız kendini sarmaya, kabuklaşmaya başlar. Yeniden doğuş adını verebiliriz buna. Tekrar kendi tohumunuzu ekmek ve olgunlaşmasını izlemek, kocaman bi ağaç haline gelmek. Dimdik durabilmek, etrafındakileri korumak için gölge olabilmek. Ama insanlar garip. Siz onlara gölge olmaya çalışırsınız güneşten bunalmasınlar diye. Sorunlarını en aza indirmeye çalışırsınız. Siz bu kadar çabalarken, insanlar gelir ve iyi niyetinizi hiç eder.
An gelir, yapmasaydın olur. An gelir, siz uçurumdayken size uzatılan ipi kestiklerini görürsünüz. Sırtınızdan vururlar, sonra da yıkıldın derler. İnsanlar böyle. İnsanlar bencil. Sevginizin yenilgi olduğunu hissettirirler size. Sezai Karakoç ne güzel demiş: "Yüreği soğuyanın savaşı biter." Siz o güzel kalbinizi değerini bilen insanlara saklayın. Işıksız kaldığınızda, mumu söndürenleri unutmayın. Yaşananlar boşuna değildi. Güçlendiniz. Kendinizi suçlamayın hiçbiri için. Ama aklınızdan da çıkarmayın yapılanları. Hayatınızda doğru insanlar bulunduğu için şükretmeyi bilin. Onlar sizi verilmiş en güzel hediye bu hayatta.
Herkesin bi hikayesi, hayata geliş amacı var. Kiminin acı dolu bi hikayesi, kiminin armağan dolu bi hikayesi. Her ne olursa olsun, atan bir kalbin varlığını kabul ediyorum. Ruhum sizinle. Eylülün gelişini kutlayalım hadi birlikte. Umudumuzu hep canlı tutalım. İyi niyetimizi ne olursa olsun kaybetmeyelim. Kucak açalım eylüle, bu ay bizim ayımız olsun. Güzellikler getirsin bize. Sevgi getirsin. Ruhumuzu yoran insanlardan uzak tutsun bizi. Çiçekler açtırsın bu ay bize. Hoşgeldin Eylül. Herkes için çok güzel gel olur mu? 🌸
17 Ağustos 2020 Pazartesi
Ufak bir hatırlatma..
Bilmediğim bi' his kalmış içimde, öylece geçmeyecek, bitmeyecek gibi. Alışmak mı bu, yoksa kafa tutmak mı? Yoruldum hücrelerimin her birine yapma; geçmeyen ne kaldı, bu da geçer elbet demekten. Her gecenin bir sabahı olduğunu, kışın ardından baharın geldiğini, çiçeklerin yeniden açtığını defalarca söylemekten yoruldum. Üzüldüğümde, kalbimi yoranlara denk gelmemeyi diliyorum her seferinde. Diliyorum ki üzülmeyeyim, kırılmayayım. Beceremiyorum çünkü ben kalp kırmayı, beceremiyorum kötü kalplerle savaşabilmeyi. Benim anahtar kelimem “sevgi”. Kötü kalplerle savaşmayı bilmiyorum ben. Yaşamak da bu değil mi zaten? Her şey sevgi üzerine kurulu. Sevdiğin bi işi yapmak, sevdiklerinle bir arada olmak istemek. Çiçek bile yetişirken sevgiye ihtiyaç duyar. Kelimemiz neydi bizim gibilerin? Sevgi. Her incindiğimde kendime hatırlattığım bir söz var. Bunu okuyorsan eğer sana da öneriyorum. Öneriyorum ki sevgi kazansın ve sen kendi değerini bil. Kendine hep hatırlat olur mu? Burada seni tanımıyor olsa bile atan bir kalp, bir can var. “Ben varım” :) Hazır mısın? Cümlemiz bu sevgili okurum. Hepsi geçecek, yeniden filizlenecek tomurcukların, olmaz dediğin ne varsa olacak. Sen hep var ol. Neleri başardık birlikte farkında mısın? Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün, bir yerde elbet karşılaşacağız. Güzel kalbinden öpüyorum seni...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)